top of page

''KORKMA'' YIN

Vücudumuzu gerginleştiren, sinir hücrelerimizi hızlıca aktifleştiren, kan akışımızı hızlandıran, sindirim sistemimizi etkileyen, kulağımıza basınç yapan ve hatta bazılarımızın öfkesini kaybedip saldırdığı korkularımız var. Maddi sıkıntıların yoğun yaşandığı, çocuklara taciz ve tecavüz edilme sayısının arttığı , kadınların obje gibi ve şiddet uygulama aracı gibi görüldüğü bir toplulukta ağır korkularımız var. Kaldırımda yürürken bir araba tarafından çarpılacağız korkusu var, bir söz söylediğimizde yargılanacağız korkusu, bir sonraki seneye girerken ödeyeceğimiz vergi korkusu, birileriyle konuşurken aşağılanacağız korkusu, çalışırken rencide edileceğiz korkusu, su içerken bile su bitecek korkumuz var. Yapmak istediklerimizden korkup erteleme ve sonunda vazgeçme korkumuz var. Nasıl nefes alıyoruz? Bu korkularla nasıl başedebiliyoruz?

Duygularımız duyarsızlaştığı sürece korkularımızla savaşamıyoruz. Kendimizi tanıdığımız, öz benliğimizi koruduğumuzda, ne yapmak istediğimiz konusunda net olduğumuzda ve en önemlisi umut beslediğimizde korkularımız azalacaktır. Maviyi görmekten korkup kafamızı yukarı kaldırmıyoruz, yeşili göreceğiz diye kentleşiyoruz, yağmurda ıslanırız diye dışarı çıkmıyoruz, kışı zor geçiririz düşüncesiyle kar yağmasın diye dua ediyoruz ve tüm renkleri tüm duyguları yaşamayalım diye çiçek ekmiyoruz. Mutluluk demek ruh sağlığı demektir; daha sağlıklı çocuklar yetiştirmek, daha sağlıklı bir toplumun temelini sağlamlaştırmak için korkularımızı hafifletmeli, cesur olmalıyız. Biraz kendinize komut vermeniz ve kendinizi motive etmeniz olasılıkları arttıracaktır. Hiçbir şeyden korkmadan duygu ve düşüncelerimizi doğru kelimelerle dile getirebilmeliyiz. Etten yaratıldın insanoğlu ve çiğ süt emdin; ortalama 1,2-1,5 kg ağırlığında bir beyne sahipsin, kadınsan narin bir vücudun, erkeksen güçlü kolların var. Ve sağlıklıysan güzel düşüncelerin var. Neden korkularla bu düşüncelerimizi bastırıyoruz? İnsanların söyledikleri, bakışları nefes almanı engelleyecek kadar önemli mi? Peki onlara doğru düşünmeyi öğretsek ve beyinlerine bir kurt soksak nasıl olur? Anlamıyor, dinlemiyor gibi görünseler de karşılaştıkları bir davranışta, konuşmada akıllarına düşeceğiz, ve geç de olsa bize hak verip anlayacaklar. Ölümün başı boş gezdiği bu sokaklarda günün tadını keyfini çıkartmalıyız.

Zihin kuramını hayatında alışkanlık haline getiren insanlar zeki insanlardır. Ayna nöronları aktif olduğu için empati duyguları gelişmiştir. İnsanlık değeri yüksek tutulur, duygulara önem ve değer verilir. Bunu yapmalıyız. Empati duygumuzu tüm gurur ve isteklerimizi bir kenara bırakarak ön plana çıkartmalıyız. Kendimizi anlamamız, karşımızdakini anlayabilmemiz, bakış açımızı değiştirebilmemiz ancak bu yolla gerçekleşir. Böylece korkularımızı toplumumuzu anlayarak, insanlara doğru yaklaşım göstererek azaltabiliriz.

Haydi şimdi elinize bir kağıt alın ve ona büyük harflerle ‘’KORKMA’’ yazın. Sonuçta herkesin yemek yediğini, tuvalete gittiğini, sizin geçtiğiniz yoldan geçtiğini, sizin dinlediğiniz müziği dinlediğini unutmayın. Ve şimdi de başka bir kağıda son zamanlarda yapmak istediğiniz üç konuyu yapabilme sıranıza göre tarih belirterek yazın. Bu yazıları evinizde buzdolabınızın, gardropunuzun üzerine, bilgisayar veya telefon ekranınıza yazabilirsiniz. Her gün okumalı ve beyninizi korkularınızdan soyutlamalısınız. Unutmayın hiçbir güç sizin kendinize verdiğiniz motive kadar güçlü olmaz. Yeter ki empati kurun, inanın ve yapacağım demekten vazgeçmeyin.

Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
ArÅŸiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page